Bu güzel ağaç ile tam olarak 1 Ağustos 2023 günü tanıştım, bir arkadaşımı ziyaret etmiştim, pek sağlıklı bir kahvaltı hazırlıyorduk, bol kuruyemişli, faydalı, vitaminli, mineralli 🙂 İçine çeşitli baharatlar da koyarken “baobab tozu da ister misin?” dedi. Konstelasyon çalışmalarından sonra bedenimin duyumlarını daha çok sezer oldum. İçim istedi, “Evet isterim” dedim, sonra zihnim de anlasın diye sordum, Baobab nedir?
Afrika’dan getirdiğini ve aslında bir ağaç olduğunu söyledi. Hemen baktım, tozu bana nasip olan bu ağaç neymiş, nasıl bir şeymiş?
Ağacı görünce hoşuma gitti, instagram hikayemde paylaştım. Takipçilerim sağolsunlar ona hayat ağacı da dendiğinden ve Küçük Prens’te geçen ağaç olduğundan bahsettiler. Çoğu kişi bu ağacı fantastik zanneder ancak gerçek olduğunun farkındalığına ben de o zaman vardım. Daha önce merak etmemişim. Meğer hayat ağacı olarak da bilinirmiş.
Afrika’da bir inanca göre tanrı önce baobab ağacını yaratmış, Kötü ruh (şeytan) ise bu ağacın ihtişamını kıskanıp ağacı kökleri yukarıda kalacak şekilde ters çevirmiş. Çok uzun yaşarmış. Kuraklığa çok dayanıklıymış, gövdesinde 120 bin litreye kadar su depolayabilirmiş. Yağı hücre yenileme özelliği taşıdığı için yaşlanma karşıtı olarak kullanılırmış. Ayrıca saça ve cilde çok iyi gelirmiş, C vitamini yüksekmiş. Bir zarara uğradığında kendi kendini iyileştirebilirmiş.
*
O gün akışında güzel aktı, arkadaşıma kamp niyetimden bahsettim, bana Huzur Vadisi’ni önerdi, meğer çok yakınmış. Gittik. Orada Berna’yı gördüm, canım Berna Kızılkaya. Neurosystemics Care eğitimlerinin armağanlarından. Peru’da yaşayan Selin’in elleriyle Japon boncuklarıyla yaptığı küpelerden aldım. Berna’dan Filiz’in de o köyde yaşadığını öğrendim. Canım Filiz Telek. Meğer ne çok yaklaşmışım.
Akşamında, Kova dolunayını hayatıma eskiden girmiş ve yeni giren insanlar ile karşıladım. Bu kişilerden birinin adı da “Nihayet”ti. Alanıma giren Nihayet’i duyunca, kendimce cümlenin devamını getirdim, uzun süredir beklenenler sanki nihayet oluyordu, geliyordu.
*
Ertesi gün 2 Ağustos sabahı aşağıdaki yazıyı yazdım gönderide.
*
Küçük prensin yaşadığı gezegende, daha fazla büyümesin diye her sabah temizlediği tohumların ağacıymış. Eğer büyürse, bu ağaçlar onun sevdiği şeyleri yok eder diye korkarmış.
“İyi bitkilerin tohumları daha iyi, kötü bitkilerin tohumları daha kötü oluyormuş. Toprağın kuytularında gizlenmiş dururlarken arada bir birkaçının uyanacağı tutarmış. Bu tohum başlangıçta biraz çekingen olsa da kendi halinde güneşe doğru uzamaya başlarmış. Eğer bu bitki yalnızca bir turp ya da bir gül goncası olsa büyümesinde hiçbir sakınca yokmuş. Ama öyle kötü bitkilerdense hemen ortadan kaldırılmalıymış.” – Küçük Prens
“Gezegende çok korkunç bir bitkinin tohumları sarmış ortalığı. Baobap tohumlarıymış bunlar. Toprağın içi bunlarla doluymuş. Fark etmekte biraz geciktiniz mi, iş işten geçer, bir daha onlardan kurtuluş olmazmış. Bütün gezegeni sararlar, kökleriyle de içten içe sıkıca kavrarlarmış. Eğer bir de gezegen küçücük, baobab tohumları da çok sayıdaysa işte o zaman parçalanıverirmiş gezegencik…” – Küçük Prens
İzin verelim bu güzel ağaçlar içimizde değil kendi ortamlarında yetişsinler…
***
1 gün sonra, 3 Ağustos 2023
***
Dün sabah yukarıdakileri yazdıktan ve bu kadar baubab sohbeti ettikten sonra aynı arkadaşım bana Feride’den bahsetti. Ona da Afrika’dan baubab yağı geldi ve satıyor diye, ayrıca seramikçi olduğunu söyledi.
Birkaç aydır “seramik” benim için olumlu bir anahtar kelime, hayatıma son giren ve manidar sevdiklerimden. Çünkü sağlığım ile ilgili bir sürecin ardından son kontrolde de doktorumdan artık resmen iyi olduğuma dair bir haberi aldıktan sonra bir arkadaşımın çağrısıyla bir seramik atölyesine gittim Şişli’de ve çok sevdim. Sonrasında da beni olumlu şaşırtan tatlı güzel gelişmelere götürdü.
Bu anahtarı aldım ve takip ettim.
Göcek’in sokaklarını gezdik öncesinde, yerel birisinden gerçek anılarla bir yeri adımlamanın deneyimi tadından yenmez. Bir yeri yerlisiyle deneyimlemeyi çok severim, bana gelen yerli yabancı arkadaşlarıma da aynı deneyimi ben sunmaya çalışırım.
Akdeniz ve Ege hep güzel…
Feride’nin dükkanına geldik, Feride Nariyan. Baobab’a geldi sohbet, yağını sordum, “tam arkanda”, dedi. Yağ, sabun ve tohumu gördüm. Hikayeyi paylaştım Feride’yle.
Tozuyla hayatıma giren bu ilginç hayat 2 gün sonra beni yağı ve tohumları ile kutsadı. Şükran doluyum bu candan hayata…
Yağ ve sabun isteyen olursa @feridenariyan @dnaturalab
***
Bu rafın üzerinde ise bilin bakalım ne vardı?
Bir gün öncesinde, dolunayda karşılaştığım Nihayet’in eserleri: @jungledudes Tasarımlara bi göz atın, ruhunuza tatlı geleceğine eminim.
***
Herkesin kendine temas etme inzivası başka, bu da benimkisi. Keşifler ve bağlantılar için şükranla….