Sevgili öğretmenim Göksel Karabayır (konstelasyon.com) vesilesiyle tanıdığım Organizasyon Konstelasyonları konusundaki sevgili öğretmenim Cecilio Fernandez Regojo’nun Covid 19 sürecine dair yazısının çevirisini sunuyorum size.
DÜŞÜNCELER
Emana’nın talebi üzerine, danışanlarından gelen bir dizi soruya cevap vermek için yazdığım bir metni sizinle de paylaşmak isterim: Mevcut an hakkında bazı düşünceler bunlar. Metnin sonunda, sistemik bir egzersiz önereceğim, bize biraz ışık getirmesini umarak:
“Emana topluluğundan gelen bütün soruları dikkatlice okudum ve şüphelerimi teyit etti: Hiçbir cevabım yok. Belki daha fazla sorum olabilir, belki düşüncelerim olabilir, belki bu BİLMİYORUM un etrafında yürümem gerekir… Çoğu zaman eğitimlerimde öğretirim onu ve şimdi, bana büyük bir BİLMİYORUM geliyor.
En azından, öğretmenin çok kolay olduğunu ama öğrettiğimiz şeyi takip etmenin daha zor olduğunu, profesyonel ve/veya kişisel olarak hayatımızdaki çeşitli rollerde tutarlı olmanın zor olduğunu teyit ediyor bana.
Bu sebeplerle, bazı derin düşüncelere girmeye karar verdim, eğer ilham gelirse, belki bazı meydan okumalar ya da daha fazla soru ortaya koyarım…
Geçirdiğimiz bütün bu durum, bize süpriz gibi geliyor ya da belki de gelmiyor.
Doğa bize halihazırda, gezegeni dikkate almadan, insanlarla ilgilenmeden, destekleyici olmadan, cömert olmadan, bir başkasına değil de sürekli kendime odaklı olmaya, benim istediğim şeye, daha fazlasına sahip olmaya, (ne pahasına olursa olsun) daha da fazlasına sahip olmaya, once BEN sonra SEN, zamanım yok’a, herşeye şimdi sahip olmalıyım’a, sadece ileriye ve geleceğe bakmaya ve etrafa bakmayı, arkadaşlarımıza ve geldiğimiz yeri tanımayı ve nihayetinde şükretmeyi unutmaya dair devam etmekte olan tutumlarımızdan dolayı birçok işaret gönderdi.
Yaşadığımız için şükretmek, sahip olduğumuz yaşam için şükretmek, bize hediye ettiği herşey için hayata teşekkür etmek, (ebeveynlerimiz üzerinden temsil edilen) bütün atalarımıza çeşitli boyutlarda bize aktardıkları herşey için teşekkür etmek, bu yolculukta bize eşlik ettikleri için bizim için zor olduğu zamanlarda bize iyi yüzlerini gösterdikleri için, onlar için zor olduğunda onlara iyi yüzümüzü göstermemize izin verdikleri için eşlerimize teşekkür etmek, hayatımızı aydınlattıkları ve bizim büyük hareketlendiricilerimiz oldukları için çocuklarımıza teşekkür etmek, teşekkür etmek, teşekkür etmek…
Doğa’nın verdiği bütün işaretlere ragmen, biz sağır olmaya devam ediyoruz… Böylece, tabiat ana daha kuvvetli bir işaret göndermeye karar verdi: artık durmak istemediğiniz için, sizi ben durduruyorum… ve şimdi öğrenmenizi bekliyorum, çünkü bir dahaki sefer daha da kötü olacak.
Bütün bunların ilginç tarafı, en düşünülmez olan oldu, hayal etmediğimiz bir şey gerçeğe dönüştü. Ve şimdi, bildiğimiz tek şey, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve nasıl olacağını da bilmiyoruz.
Konstelasyonlar konusunda çalışmaya başladığım zaman, bir cümle yayınladım ve yaptığım işi tanımlamak için hala kullanıyorum: “Danışan, aslında bildiği, ama bildiğini bilmediği bilgiye erişir” ©2005.
Danışanlarımıza dediğimiz şey bu… ama şimdi sıra bizde: elbette biliyoruz, elbette hissediyorduk ama sağır olmayı çok seviyorduk…
Kişisel olarak, ben çok şanslı oldum, 2 yıl önce almaya başladığım kararlardan dolayı (neden olduğunu bilmeden), bu an beni iyi durumda yakaladı. Çok da mantıklı olmadan ama içsel güdümü takiben almış olduğum bazı kararları şimdi anlıyorum: buraya yürümeye beni zorlayan sezgilerime teşekkürler.
Bu güzel ve uzun bir öykü. Belki bir gün paylaşabilirim.
Ama ana konu, bütün bunların neden olduğuna dair neye inandığımızdan bağımsız olarak, gerçek hakikat, bunun olmakta olduğu:
Dünya durdu
Biz durdurulduk
Ne zamana kadar olduğunu bilmiyoruz
“Normal”e girişin nasıl olacağını bilmiyoruz.
Yeni normali nasıl olacağını bilmiyoruz
Bilmiyoruz
Bilmiyoruz
Bilmiyoruz
Peki bize kim yardım edebilir? Kimse…
Ancak, hayatlarımızda bir kişi var, hep bize yardım etmiş olan, her zaman orada olan, en zor durumlardan çıkmayı bilen, çok hayali çözümleri olan, bilmediğimiz bir güce sahip olan, çoğu kez düşmüş, her zaman daha iyi bir şekilde kalmış olan, umutsuzluk anlarında, hep bir tutam umudu olan, bir çok kaynağı olan ve bazen onları hatırlamayan, çok canlı olan ve bize yardım etmek için can atan: hepimiz bu kişiye çok teşekkür etmeliyiz, bu kişi bizden başkası değil, bizim ta kendimiz.
Şimdi, bu kişi bilmediğini düşünüyor, ama ben biliyorum ki o kişi bilecek, yaşamak ve henüz bilmesek de yeni dünyada ilerlemek için gereken seçenekleri, kaynakları bulacak.
Olmakta olan, oldukça sistemik… İlginç ki sistem aynı sistem, öğeleri aynı, sadece yeni bir şekilde işliyor ve şu anda hayal edemediğimiz başka yeni bir şekilde işleyecek.
Aslında, biz sonuçları tahmin edilemeyen kollektif bir travmanın içinden geçiyoruz. Bu durma zamanından sonra, öğelerden her birinin nasıl hissedeceğini, nasıl tepki vereceğini, nasıl davranacaklarını, nasıl ilişkileneceklerini bilmiyoruz.
Ve bu öğelerin tamamı ve tüm etkileşimleri de sürekli bir değişim içinde, ve aynı sistem çalışacak, ama farklı bir şekilde ve tahmin etmek ya da hayal etmek imkansız.
Her birimiz farklı gerçeklikler yaşarken öngörü ve analiz yapmak da çok zor. Sadece bir hayal edin, evlerinde bekleyen çoğumuza kıyasla ön saflarda olanların, hasta insanlara destek olanların ve her dakika dramatik kararlar verenlerin neler hissettiğini ve nasıl yaşadığını sadece bir hayal edin…
Bizim evlerde olmamız gibi, başka gerçeklikler de var: yalnız olanlar, partnerleriyle ve aileleriyle birlikte olanlar, küçük çocuklarıyla birlikte olanlar, çocuksuz olanlar…
Aynı zamanda, iyi bir evin içinde ve bütün koşulları tam olanlar, daha küçük evlerde yaşayan ya da evsiz olanlar…
İşini kaybedenler ve işi varmış gibi görünenler, ekonomik tasarrufu olanlar ya da tasarrufu olmayanlar, hali hazırda aç olanlar…
Çalışanlarıyla ilgili olarak zor kararlar alan girişimciler; şirketin bütün bunlardan sonra var olup olmayacağını bilmeyen işçiler, serbest çalışanlar, pazarın olup olmayacağını bilmeyen danışmanlar ve eğitmenler, geleceğin ne zaman ve nasıl olabileceğini bilemeyen turizm sektöründeki binlerce insan…
Sevdikleriyle vedalaşamayanlar, hastanelerde yalnız olan hastalar, tam bilgiye sahip olmadan bütün bir ülke için karar vermesi gereken liderler…
Sevdikleriyle vedalaşamayanlar, hastanelerde yalnız olan hastalar, tam bilgiye sahip olmadan bütün bir ülke için karar vermesi gereken liderler…
Her neyse, sonsuz bir durum seti, çoğunu bilmiyoruz bile, hayal bile edemiyoruz. Bu durum çeşitliliği içinde sistem nasıl çalışacak? BİLMİYORUM.
İlginç olan şey, sistem aynı olmaya devam edecek ama tamamiyle farkı çalışacak ve sürekli uyum ve dinamik adaptasyonlar ile sistemin yeni yolla çalışmayı öğrenmesi gerekecek.
Her birimiz, bildiklerimizi temel alarak ve bu olaydan sonra dünyanın nasıl olacağını hayal ederek kendi bakış açımız ve fikrimize göre öngörüler ve analizler yapıyoruz. Bence, bizler oldukça körüz ve global olarak analiz etmek için kapasite açısından oldukça sınırlıyız ve dünyayı sadece kendi gözlerimizden görebiliyoruz.
Ben aile olarak, sosyal olarak, ekonomik olarak, iş anlamında, istediğim gibi düşündüğüm için, olduğum kişi olduğum için ayrıcalıklı bir kişiyim, başka birinin yerine kendi koymak konusunda, başka türlü yaşamak nasıl “bilmek” ya da “hayal etmek” konusunda kapasitem az.
Dramatik ve çok zor durumlar yaşayan insanlar var. Eğer onu yaşamazsam bu gerçeği nasıl anlayabilirim? İmkansız.
Bu yüzden, gelecek hakkındaki sorulara cevap vermekte, projeksiyon yapmakta, nasıl yapılacağı konusunda tavsiyeler vermekte çok zorluk yaşıyorum… Ben kimim ki diğerlerine neyin nasıl yapacaklarını söyleyeyim?
Her şeye rağmen, kendimi, başkalarının düşünmesinde yardımcı olmak açısından, onların ne yapacaklarını ve neye karar verecekleri konusunda benden daha fazlasını bildiklerine güvenmekte yetkinliğim olduğunu hissediyorum.
Her halukarda, herbirimizin yapabileceği bir şey olduğunu düşünüyorum:
Bizi durmaya mecbur ettiler. Hükümetten bahsetmiyorum… Daha büyük bir şeyden bahsediyorum. Kaçımız yaptık?
Şimdi, öncekinden daha da çok vaktimiz olma bile, çok kısa bir süre içinde gelecek hakkında birçok karar almak istiyoruz. Öncesinde ki “zamanımız yoktu”, sadece birkaç karar almak konusunda uzun zaman harcıyorduk…
Ayrıca, eski hayatımızı yeniden ele alacağımıza dair ilüzyon ile kararlar almak istiyoruz ki o da gerçek değil, hayal edemediğimiz yeni bir hayatı alacağız: önceki artık öldü.
Hepimiz ne olmakta olduğunu anlamak istiyoruz… buna değmez.. olmakta olan şey her şeyin durmuş olduğu.
Belki bu belki bir işaret, ya da gerçekten durmamız için bir emir, sahip olduğumuz hızın bizi iyi yerlere götürmediğini anlayalım diye, işaretleri (artık oldukça da sert) anlayalım diye, her zaman orada olmuş olan ailelerimize bakalım diye ve belki de şuankinden daha da iyi olabilecek yeni bir yaşam tarzı olabileceğini düşünmeye başlayalım diye.
Ve bu zaman, bize veriliyor: 15 gün karantinada olacağız ve toplamda 45 gün yapıyor… ve daha sonra ne olacağını hiç bilmeyeceğiz.
Elbette para kazanmamız gerekiyor. Ve bu unutulmamalı, ama belki de COVID 19’un bize verdiği bu zamanı aşağıdakiler için kullanabiliriz:
- Görmek ve Tanımak, olduğumuz kişiyi, yaptıklarımızı, buraya kadar olan hayatımızı, sevgili ailemizi, arkadaşlarımızı, işimizi, bildiklerimizi, mükemmelliyetimizi, ne kadar iyi olduğumuzu, geçirdiğimiz herşeyi ve nasıl olduğumuzu tanımak.
- Teşekkür etmek, herkese, bize yardım etmiş olan, bizim için bir şeyler yapmış olan, bizi olduğumuz halimizle görmüş olan, bizi eleştiren, bizi daha iyi yapan, bizi sevmiş olan ve seven herkese teşekkür etmek, çünkü bizi yaşatan ve her birimizin olduğumuz halimiz yapan güç bu.
- Nefes almak, yukarıdakileri içimize çekmek… zaman var… ve bu zamanda nefes almak iyi bir işaret.
- Yukarıdakilere bakarken rahatlamak.
- ŞİMDİyi yaşamak, bu karantinada sahip olduğumuz, belki varlıklarını unutmuş olduğumuz bu yaşadığımız küçük detayları takdir etmek.
Anda ne kadar çok olabilirsek ve gelecekte ne kadar az yaşarsak, bize daha çok fikir gelebilir, daha hoş süprizlerimiz olabilir ve gelecek olan şeye hazır olmak için daha güçlü hissederiz.
Büyük fikirler, biz istediğimiz zaman gelmezler, onları zorlamak istediğimizde de gelmezler. İyi çözümler, istediğimiz zaman gelmez: ne zaman gelmek istiyorlarsa o zaman gelirler, zamanı geldiğinde ve biz onarı almaya hazır olduğumuzda gelirler.
İçimize tohum ekmek, içimizdekini görmek ve teşekkür etme zamanı olduğunu düşünüyorum. Eminim, çözümler ve fikirler konusunda ne kadar az düşünürsek, ŞİMDİ’yi ne kadar güzel ve muhteşem yaşarsak, fikirler ve çözümler en az beklediğimiz zamanda gelirler ve belki de hayal ettiğimizden daha hızlı bir sürede gelirler.
Önerim durmak, gerçekten durmak. Belki de bazılarımız için uzun süre durmak zor olacak ama belki birkaç günü, belki de sadece bir günü ŞİMDİde geçirmeyi deneyebiliriz… ama durmak ve bize bu hediyeyi vermek önemli.
Yaşadığımız süreç (kriz) bir ölümün yası: eski yaşamımız öldü, eski yaşam tarzımız öldü ve şimdi amaçsızız.
Yasta ne yaparız? Birisi ya da bir şey öldüğünde ne yaparız?
Üzerine çalışmalar yapılmış olan yas süreci, bazı yazarlara göre beş etaptan geçiyor: inkar (bu aslında olmuyor), öfke (herkese ve kendime), müzakere (başka bir şekilde olabilirdi fantazisi), depresyon (dünyanın sonu bu), kabul (olan bu).
Bu kabul aşamasını geçmeye başardıktan sonra, içimizde huzur buluruz ve öğrenme de o zaman gelir: her gün inşa etmeyi bildiğimiz yeni yaşamı muhteşem bir şekilde yaşama zamanı.
Herkes bu aşamalar üzerinden gitmez, bu sırayla da gitmez. Belki de bizim için şu anda hangi aşamada olduğumuzu ve bir sonraki aşamalara geçmek için ne yapabileceğimizi düşünmek ilginç olabilir.
Internette yas hakkında birçok çalışma ve bilgi var, hakkında daha fazla bilgiyi araştırabiliriz ve iyi bir yas tutmak ve artık ölen eski yaşam tarzıyla iyi bir yolla vedalaşmak için herbirimizin yapabileceklerine dair fikirler bulabiliriz.
Bu yas süresinde nasıl olduğumuzu anlamak için, bu aşamaların yazılı oldukları kağıtları yere koyarak ya da nasıl uygun olduğunu hissediyorsanız o şekilde, bu pozisyonların her birini hissederek küçük bir sistemik egzersiz yapabiliriz. Nerede daha iyi ya da daha kötü hissediyoruz ve bir sonraki aşamaya doğru yürürken neyi nasıl yapmalıyız, bunları görebiliriz: belki de uygulamaya geçirmek için bazı ilginç içgörüler ve fikirler de gelir.
Bu metnin niyeti, mevcut an hakkında düşünmemize yardımcı olmaktır. Eğer bu düşünceler birilerine hizmet edebilirse, ne mutlu bana… Bana hizmet ettiler.
Elbette, bunlar 6 çocuk ve 7 torunlu (şu anda riskli bir yaş 😊 olan) 70 yaşındaki evli bir adamın düşünceleri. Başka bir yaşta olsaydım, başka bir cinsiyette, başa bir ırktan, başka bir aileden olsaydım, başka bir mesleğim, başka bir öyküm olsaydı kesinlikle tamamiyle farklı bir şeyler yazardım.
Her birimizin içinde olan bu harika insana inanıyorum.
İyi bir yolumuz olsun… ve geleni keşfetmeye hazır olalım!!!
Cecilio Fernández Regojo
Bilbao, 12 Nisan, 2020
İspanyolca’dan Türkçe’ye çeviren: Serpil Ata